Amerika'da parlayan cazcı bir Türk piyanist

Amerika'da yıldızı parlayan caz sanatçıları arasında olan piyanist Sıla Çevikçe "Şimdiye dek Amerika'da birçok şehirde, İtalya'da, Afrika'da, Danimarka'da çaldım. Türkiye'de de konser vermeyi çok istiyorum. Umarım yakında bir şeyler ayarlayabiliriz" diyor


Caz piyanisti ve bestecisi Sıla Çevikçe Amerika'nın parlayan caz sanatçılarından biri. Ünlü müzisyenlerle birlikte müzik yapıyor, ünlü caz kulüplerinde, çeşitli konserlerde çalıyor. En son da yaklaşık altı ay önce kendi bestelerinden oluşan bir albüm çıkardı: "A New Abode". "Bir caz albümüne göre satışlarının iyi gittiğini" öğrendiğimiz bu albüm dışında Çevikçe film müzikleri de yapıyor hatta bir hip hop albümünün birkaç şarkısında onun piyanosunu duyuyoruz. 1993 yılından beri Amerika'da yaşayan Sıla Çevikçe Amerika'da nasıl bir albüm yaptığını, nasıl beğenilen bir caz müzisyeni olduğunu anlatıyor.

Albümünüz tüm dünyada satılıyor mu?
Evet. Şu ana kadar İtalya'dan, Fransa'dan, İsviçre'den hatta Hırvatistan'dan albümle ilgili e-postalar aldım. Amerika, İsviçre, Macar radyolarında çalındığını duydum. Günümüzde bir caz kaydı yapıp geniş ilgi uyandırmak çok zor. Gösterilen ilgi umduğumun çok üzerinde çıktı.

Neden Amerika'da yaşamayı tercih ettiniz?
Vallahi bu çok bilinçli bir tercih değil aslında. Benim müzik maceram cazla başladı, cazın da kökeni ve eğitim yeri olarak Amerika'ya gitmek çok mantıklıydı. Ben Berklee'ye gidip müzik öğrenmek istedim. Ama eğitime devam ederken profesyonel olarak da caz yapmaya başladım ve bu, okuldan sonra da devam etti. Artık bir de Amerikalı bir eşim var. İnsan 10 yılını aynı yerde geçirince ister istemez kök salmaya başlıyor.

Peki, hiç Türkiye'de de müziğinizle bir şeyler yapmak istemiyor musunuz?
Türkiye'de daha aktif olmayı ve konserler vermeyi çok istiyorum aslında. Şu ana kadar bu konuda birkaç girişimim oldu ama ya zaman uymadı ya da ekonomik koşullar el vermedi. Buradan Türkiye'ye grup götürmek hayli masraflı bir olay. Umarım yakında bir şeyler ayarlayabiliriz.

"Son zamanlarda türkülere ve sanat müziğine olan ilgim de artıyor"

Rock, hip hop gibi türleri de dinliyor musunuz? Hatta bazen yorumluyor musunuz?
Artık kendime daha geniş bir açıdan bakıyorum. Yani tek bir müzik türüne endekslenmeden, besteci olarak. Bunun sonucunda da solo emprovizasyon deneyleri, elektronik müzik, film müziği yapıyorum. Tabii caz projeleri devam ediyor. Ama ben her zaman her tür müziğin iyisine ilgi duymuşumdur. Modern klasikten blues'a, rap'e, hatta metal'e kadar her türlü müziği dinlerim. Türkülerimize ve Türk Sanat Müziği'ne olan ilgim de artıyor son zamanlarda. Ayrıca birkaç yıl önce bir hip hop albümünde çaldım.

Şimdiye kadar nerelerde konserleriniz oldu?
Amerika'da birçok şehirde, başta New York ve Boston olmak üzere birçok caz kulübünde çaldım. Bunların dışında Danimarka'da ve Hollanda'da kulüplerde, konser salonlarında performanslarım oldu. İtalya'ya, Güney Afrika'ya değişik gruplarla turneler yaptım.

Projeleriniz var mı?
Şu anda üç aylık hamileyim. Ve bu nedenle biraz durgun bir dönemimdeyim. Solo piyano albümü yapmak istiyorum. Müzikal olarak yeni şeyler denemek ve yeni kayıtlar, konserler yapmak istiyorum. Tabii ufaklık izin verirse...


'Önce ekonomi diploması aldım sonra müzik eğitimine başladım'

35 yaşındaki Sıla Çevikçe piyano çalmaya 10 yaşında başladı. "Her ne kadar müziği hep ön planda tutsam da Türkiye'deki eğitim sistemi ve ailemde benden önce bir müzisyenin olmaması nedeniyle olsa gerek herkesin tabiriyle önce 'doğru dürüst' bir eğitim almaya karar verdim. Sonra isteğimi devam ettirdiğim takdirde müziğe yönelmenin daha doğru olacağını düşündüm" diyen Çevikçe babası gibi ekonomi okumak üzere Boğaziçi Üniversitesi'ne girdi. Üniversite yıllarında değişik rock ve caz gruplarında müzik yapmaya devam etti. Üniversiteyi bitirdikten sonra, politikacı olan babası Erol Çevikçe'nin de desteğiyle dünyaca ünlü müzik okulu Berklee College of Music'e başvurdu, kabul edildi. 4 yıllık okulu 2,5 yıl içinde bitirdi. Sonra Güney Florida Üniversitesi'nin müzik departmanında asistanlık bursu alarak mastırını yaptı.

Çevikçe'nin babası ile ilişkisi de müzik üzerine: "Babam her zaman caza ve klasik müziğe ilgi duymuştur. Birlikte müzik de yaparız. Kendisi Frank Sinatra'yı çok sever. Türkiye ziyaretlerimde ben piyanonun başına geçerim, babam da Sinatra'nın 'My Way'ini benim eşliğimde söyler."